Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/12937 E. 2014/171 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12937
KARAR NO : 2014/171
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2010/280-2013/239

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.05.2010 günlerinde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. K.. vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 148 ada 27 ve 62 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı H.. K.., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacıya ait 105 ada 5 parsel sayılı taşınmaz lehine davalılara ait 148 ada 27 ve 62 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden uzman bilirkişi Servet Kanat tarafından düzenlenen 03.12.2012 havale tarihli rapor ve krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı H.. K.. vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece, davacıya ait 105 ada 5 parsel sayılı taşınmaz lehine davalılara ait 148 ada 27 ve 62 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulduğu anlaşılmaktadır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit davalarında tarafların yararları ve zararları gözetilerek en uygun taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulması gerekir. Dosya içerisindeki kadastro paftalarına göre dava dışı 148 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin aleyhine geçit hakkı kurulan 148 ada 27 ve 62 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünden fazla olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan parsellerden geçit hakkı kurulması gerekir.
Bu durumda mahkemece davacıya ait 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın güneydeki komşu 148 ada 28 parsel sayılı taşınmaz içerisinden 148 ada 27 parsel sayılı taşınmaza komşu sınırdan ve devamında 148 ada 29 parsel sayılı taşınmazın içerisinden dava konusu 148 ada 27 ve 62 parsel sayılı taşınmazlara komşu sınırdan geçit kurulup kurulamayacağı araştırılıp değerlendirilmemiştir. Bu nedenle 148 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden yeniden değerlendirme yapılarak bu taşınmazlar üzerinden de geçit hakkı kurulup kurulamayacağı üzerinde durularak ve gerekirse bu taşınmazların maliklerinin de davaya dahil edilmek suretiyle sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı H.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.