Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/12819 E. 2014/461 K. 09.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12819
KARAR NO : 2014/461
KARAR TARİHİ : 09.01.2014

MAHKEMESİ : Hanak Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2013
NUMARASI : 2010/234-2013/139

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.09.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı İ.. E.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 117 ada 23 parsel sayılı taşınmaz yararına davalılara ait 117 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, İ.. E.. davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı İ.. E.. temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Somut olayda; lehine geçit hakkı tesisi istenilen davacıya ait 23 parsel sayılı taşınmazın, dosya içerisindeki 05.03.2013 tarihli bilirkişi raporunun
ekindeki krokiye göre kuzeyden yola cephesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacı taşınmazının mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu söylenemez. Her ne kadar kuzeydeki kadastrol yola 3 parsel sayılı taşınmazda yapılan binanın tecavüzlü olması nedeniyle yolun daraltıldığı ve araç geçişine imkan vermediği görülmekte ise de, davacının, yararlanma hakkına dayanarak yola elatmanın önlenmesi ve kal davası açması suretiyle yola tecavüzün ortadan kaldırılması ve yolun geçişe uygun hale getirilmesi mümkündür.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı İ.. E..’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.