Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/12740 E. 2014/324 K. 08.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12740
KARAR NO : 2014/324
KARAR TARİHİ : 08.01.2014

MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2012/94-2013/323

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.02.2012 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, … Köyünde bulunan köy merası olarak bilinen yere davalının ahır ve samanlık yaptığını, tahminen 2500 m2 lik yeri işgal ettiğini, şikayette bulunduklarını, Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığını, cezalandırıldığını, işgalinin devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, ahır, samanlık, kümes, odunluk, atık su çukurunun yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın atalarından kaldığını, küçüklüğünden beri bu şekilde bildiğini, hiçbir değişiklik yapmadığını, yapılan kadastro çalışmalarında bu yerin mera içine alındığını, hatalı ölçüm yapıldığını, itirazda bulunduklarını, yanlışlığın giderilmediğini, 60-70 yıl önce babası tarafından üzerindeki binanın yapıldığını, o günden beri kullandıklarını, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. Ancak, somut olayda olduğu gibi, köy muhtarının dava açmaması ya da taşınmazın tarla niteliğinde kalmasında menfaati bulunması halinde köy halkından bir ya da birkaç kişinin dava açma hakkı olup olmadığı sorunu karşımıza çıkmaktadır.
Somut olayda dava, köy halkından olan gerçek kişi tarafından açılmıştır. Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi 442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır. Bu açıklamalardan sonra kısaca belirtmek gerekirse, o köyden bazı kişilerin köyün menfaatini ileri sürerek şartlar oluşmadan köy adına veya köyü temsilen dava açma yetkileri bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.