Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/1251 E. 2013/3684 K. 12.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1251
KARAR NO : 2013/3684
KARAR TARİHİ : 12.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 10.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği, 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazın köye ait olmasına rağmen kadastro işlemi sonucu davalı adına tescil edildiğini belirterek, tapusunun iptali ile köy adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile meydan olarak gösterilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Burada, “köy meydanının” yasalar karşısındaki durumunun incelenmesi gerekmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi hükmü karşısında boşlukların mülkiyetinin Hazineye ait olacağında kuşku yoktur. Her ne kadar anılan yasanın 16/A maddesinde “meydanlar” sözcüğüne yer verilmiş ise de, bu hükümdeki meydanlar sözcüğü ile vurgulanmak istenen genel olarak hizmet mallarıdır. Hazineye ait köy meydanları ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesinde sayılan meydanlar aidiyet, kullanım, mahiyet ve nitelik bakımından birbirlerinden farklıdır. En önemli farklılık da mülkiyeti Hazineye ait köy meydanlarının koşulları varsa ona olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılmalarının mümkün bulunmasıdır. Görülüyor ki; aksi davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğinden kural olarak mülkiyetinin Hazineye ait olması gereken 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazın hizmet malı olmaması nedeniyle

2013/1251-3684 – 2 –

zilyetlikle iktisabı olanaklı bulunduğundan, bu tür bir yer için Köy Tüzel Kişiliğinin değil, ancak Hazinenin dava açması mümkündür. Kısaca ifade etmek gerekirse, Hazineye ait olan ve zilyetlikle kazanılma olanağı bulunan köy meydanı ile ilgili taşınmaz için davacı Köy Tüzel Kişiliğinin aktif dava ehliyeti yoktur.
Somut uyuşmazlıkta, yapılan keşif sonucu dava konusu yerin herhangi bir hizmet malı olan meydan niteliğinde olduğu beyan edilmemiştir. Dolayısıyla, köy tüzel kişiliğinin davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, çekişmenin esası incelenerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.