YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12395
KARAR NO : 2014/1152
KARAR TARİHİ : 23.01.2014
MAHKEMESİ : Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2010/108-2013/53
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.10.2010 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi, kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 17.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Mahkemece, 27.02.2013 tarihinden itibaren davacılar vekiline verilen iki haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesi dava şartlarını düzenlemiştir. HMK’nın 114/g maddesinde, gider avansının yatırılmış olmasını dava şartı olarak tanımlamış, 115/2. Maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş, 120. maddesi ile de gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
Ayrıca anılan yasanın 324. maddesi ile de delil ikamesi için avans düzenlemesine ve avansın yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı öngörülmüştür.
Belirtilen bu düzenlemelere karşılık her davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlere göre inceleneceği tartışmasızdır.
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesinde tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yasanın derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarihli ve 2012/9–1170 esas, 2012/1172 karar sayılı kararına göre de; 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalar yönünden 6100 sayılı HMK’nın 120/2. maddesi uyarınca eksik gider avansı istenemez.
Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava 07.10.2010 tarihinde, 1086 sayılı Yasa döneminde açılmış ve 6100 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski yasa hükümleri uygulanarak yürütülmüştür. Bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Öte yandan gerek 1086 sayılı HMUK’nın ilgili hükümleri gerekse 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi hükmü yargılamanın gerektirdiği masrafların ilgili tarafça yatırılması hususunda benzer hükümler getirmiş, yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırımlar da gösterilmiştir.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uygulanmak suretiyle mevcut delillere göre sonuca gidilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı Yasanın 114/g, 115/2 ve 120/2. maddelerinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de mahkemece 27.02.2013 tarihli celsede davacılar vekilinin yokluğunda ihtarat yapılmadan verilen kesin süre de usulüne uygun değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.