YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12314
KARAR NO : 2014/2047
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2010/231-2012/587
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.07.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. M.. G.. ile karşı taraftan davalı D. K. vekili Av. H.. Ç.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dairemizin 09.07.2013 gün ve 2013/5628-10434 sayılı mahalline iade kararı üzerine eksiklik ikmal edilerek dosya gönderilmiştir. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Beyoğlu 7. Noterliği’nin 28.12.1989 günlü satış vaadi sözleşmesi uyarınca tarafların murisi Ziya’nın.. parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hissesinin satışını vaat ettiğini, ferağın intikal işleminden sonrasında verileceğinin belirtildiği intikal yapıldığı halde tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazdaki payın adına tescilini istemiştir.
Davalılardan Aynur, Aydın, Necla davayı kabul etmişler; davalı Duygu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmediğini, payını satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı üçüncü kişiye sattığını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların kabulü dikkate alınarak .. ada .. ve .. parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının davacı adına tesciline .. ada .. parselde paydaş olmadıkları gerekçesiyle bu parsel yönünden reddine; davalı Duygu hakkındaki davanın ise, dava zamanaşımı süresi dava tarihinde dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafların murisi Y. Z. I. ile düzenlenen 28.12.1989 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Sözleşmeye konu .. ada .. sayılı parselden 22.08.1991 günlü imar uygulamasıyla .. ada .. ile .. ve .. ada ..parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. Davalıların .. ada .. ve .. parsel sayılı taşınmazlarda paylı malik oldukları; .. ada . sayılı parselde de davalılar Duygu ve Necla murisi A. ile A. ve Aynur’un da paydaş olduğu anlaşılmaktadır. Anılan taşınmazda paydaş olan satış vaadi sözleşmesinde mülkiyeti nakil borcunu yüklenen Y.Z. I.’in mirasçısı A. I.’in veraset ilamında davalı Duygu ve Necla dışında mirasçısı bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, .. ada .. parsel sayılı taşınmazda davayı kabuleden davalılar Aynur, Aydın ve Necla’nın paydaş olmadıkları gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Bunun yanında, davacı ile davalı Duygu’nun kök murisleri Y.Z. I.dir. Satış vaadi sözleşmeleri 818 sayılı BK’nın 125. maddesi hükmü gereği on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, sözleşmenin ifa olanağının doğduğu andan itibaren işlemeye başlar. Taşınmazın teslim edilmiş olması halinde zamanaşımı savunması TMK’nın 2. maddesine uygun değildir. Ayrıca, 26.05.1954 tarihli ve 7/17 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme
Kararı gereğince mirasçılar arasında zamanaşımı işlememektedir. Bu nedenle, davalı Duygu hakkındaki davada işin esasının incelenmesi gerekirken dava zamanaşımı süresi geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.