Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/1226 E. 2013/5903 K. 16.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1226
KARAR NO : 2013/5903
KARAR TARİHİ : 16.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 07.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.04.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dışı kardeşleri …ve davalıların murisi … ile … Noterliği’nde 08.03.1974 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşmeyle vekil edilen tarafından satış vaadi borçlusu …n’ın murisi …’dan intikal eden payların 17.02.2000 tarihinde adına tapuda devredildiğini, … mirasçıları tarafından, vaat borçlusu …’nin tapu kaydının devredildiği tarihte fiil ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile açtıkları davanın kabul edildiğini, vaat borçlusunun sözleşme tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunu ileri sürerek, 311, 314, 18, 2, 6, 8, 4126 ada 1 ve 60167 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece dava kesin hüküm nedeni ile reddedilmiş, davacının temyizi ile Dairemizce, kararın gerekçesi düzeltilerek onanmasına; davacının karar düzeltme istemi üzerine de 17.02.2011 gün ve 2011/1066-1922 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda, davacı 08.03.1974 tarihli sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Bu sözleşmeyle yetkilendirilen Mübeccel Allı 17.02.2000 tarihinde çekişme konusu taşınmazların mülkiyetini davacı …’ya tapuda nakletmiştir. Tapu kayıtlarının devrinden sonra davalıların açtığı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin denetiminden geçerek kesinleşen … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/286-507 sayılı davasında, vaat borçlusu …’nin taşınmazların davacıya devredildiği 17.02.2000 günü fiil ehliyeti bulunmadığı gerekçesi tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Fiil ehliyeti, kişinin kendi eylem ve davranışlarıyla haklar kurabilmesi ve mükellefiyetler altına girebilmesidir. Kişinin hak ve borç yüklenebilmesi için ayırtım gücünün bulunması, reşit olması ve kısıtlı olmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, Adli Tıp Kurumu’nun 01.09.2006 tarih ve 2928 sayılı raporunda, satış vaadi sözleşmesinde mülkiyeti nakil borcu yüklenen …’nin sözleşmenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, …’nin fiil ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmenin geçerli olmadığı kabul edilemez. Dolayısıyla da, … yaptığı sözleşmeyle bağlı olup, sözleşme uyarınca yüklendiği edimini yerine getirmek zorundadır.
Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar dikkate alınarak davacının dayandığı sözleşmeye incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.