Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/10693 E. 2013/14155 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10693
KARAR NO : 2013/14155
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2011 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkının terkini isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davaya konu üst hakkının 1952 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapuya şerh edildiği dayanak belgesinin kadastro tutanağı olduğu ve kadastrodan önce evveliyatı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan … vekili temyiz etmiştir.
… Merkez … Mahallesi 234 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “H.Zeminden 5.50 metre yükseklikte 1.25 en ve 2.52 metre uzunlukta 234 ada 36 parsel aleyhine hava hakkı vardır” şeklinde irtifak hakkı bulunmaktadır. Davacı bu hakkın yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek terkinini talep etmektedir.
İrtifak, bir eşya üzerinde hak sahibine o eşyadan yararlanma yetkisi sağlayan ayni bir hak olup herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir etkiye sahiptir.
Yararlanma tarzı açısından da irtifakları olumlu irtifaklar ve olumsuz irtifaklar diye ikiye ayırmak mümkündür.
Olumlu irtifaklarda hak sahibi eşyayı kullanarak yararlanma yetkisine sahiptir. Hak sahibi ile eşya arasında kullanma dolayısıyla doğrudan doğruya bir aktif ilişki söz konusudur. Örneğin geçit irtifakı, mecra irtifakı gibi.
Olumsuz irtifaklar, o eşyanın, maliki tarafından belirli bir tarzda kullanılmasını yasaklamak suretiyle, hak sahibine bir menfaat sağlar. Eşyadan yararlanma, eşyayı belirli bir tarzda kullanmayı malike yasaklama biçiminde ortaya çıkmaktadır.
İrtifakla malike yükletilen yük, örnek olarak manzarayı kapatmama, belirli yükseklikte bina inşa etmeme, gürültü yapan bir işi taşınmazda icra etmeme v.s olabilir.
TMK’nın 779. maddesinin 1. fıkrasında olumsuz taşınmaz irtifakının içeriği “mülkiyetin sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınma” şeklinde belirtilmiştir.
Öte yandan, olumsuz irtifaklarda irtifak hakkı sahibi eşya üzerinde zilyet değildir. Ancak Medeni Kanunumuz olumsuz irtifaklarda da hak sahibini “zilyetliğin korunması” hükümlerinden yararlandırmaktadır. 973. maddenin 2. cümlesinde bir “hak zilyetliği” öngörülmüştür.
İrtifak hakkı ile ilgili bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. İrtifak hakkının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı açık ve net bir şekilde ortaya konulmamıştır.
Davaya konu irtifak hakkı 12.03.1952 tarihli kadastro tutanağı ile tapu kayıtlarına konulmuştur. Keşif raporunda “234 ada 36 no’lu parselde 20.10.2011 ve 4-352 sayılı ruhsata istinaden yapılmış, 1, 2 ve 3 normal kat ve çatı katından oluşan toplam inşaat alanı 1167 m2 olan yeni bina vardır. 234 ada 3 no’lu parselde 08.10.1990 tarih ve 46 sayılı ruhsata istinaden alınmış, 12.10.1990 tarih ve 130 sayılı yapı kullanma ruhsatı olan 2 adet işyeri ve 180 m2’lik inşaat alanı bulunan bodrum, zemin 1 ve 2 normal kattan oluşan bir bina vardır” şeklinde açıklama yapılmıştır. Davacı irtifak hakkından beklenen faydanın ortadan kalktığını zira kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte varolan yapıların yıkılıp yeniden yapıldığını, davalının bu hakkı kötüye kullandığını ileri sürmektedir.12.03.1952 tarihinde tesis edilen ve hakim taşınmazın manzarasının kapanmamasını, komşu taşınmazda yapılacak bina ve yapılar nedeniyle hava ve ışıktan mahrum kalınmamasını amaçlayan irtifak hakkının kurulduğu tarihten bugüne kadar devam eden hak ve yükümlülükler arasındaki dengenin taşınmaz aleyhine bozulup bozulmadığı araştırılmamıştır.
O halde yukarıda değinilen ilkeler uyarınca irtifak hakkının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, tarafların bu konudaki delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; kat irtifakı kurulmuş bulunan taşınmazların kapatılan tapu kaydı üzerinden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması da yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.