YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10370
KARAR NO : 2014/242
KARAR TARİHİ : 07.01.2014
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/249-2013/135
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.03.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. S. Ö. ile karşı taraftan davacı vekili Av. M.. Y.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, paydaş olduğu 3 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaş Dilek payını davalıya 30.04.2009 tarihinde satış yoluyla devrettiğini, bildirimde bulunulmadığını, taşınmazın gerçek satış değerinin 69.600 TL olduğu halde önalım hakkını engellemek için 300.000 TL gösterildiğini, gerçek değeri üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı payın tescilini istemiştir.
Davalı, davanın süresinde açılmadığını, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile depo edilen keşifte belirlenen taşınmaz değeri ile tapu harç ve giderlerinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin
aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Somut uyuşmazlıkta, tapu kaydında çekişme konusu taşınmazda davacının 2008 yılında satış nedeniyle; davalının da 30.04.2009 tarihinde dava dışı paydaş Dilek’in payını 300.000 TL bedelle satın aldığından paydaş oldukları görülmektedir. Hükme esas alınan 30.09.2011 günlü inşaat bilirkişi raporunda dava konusu payın metrekaresi 1.000 TL olarak saptanmıştır. Davacı tanıkları taşınmazın satış bedeline ilişkin bilgileri bulunmadığını belirttikleri gibi, dava konusu payın edinilmesinden önceki tarihte taşınmazın metrekaresinin 1.136,36 TL bedel ile satıldığı inşaat bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Mülkiyetin naklini sağlayan resmi senette yazılı pay değerinin gerçekte daha düşük olduğu daha açığı bedelde muvazaa yapıldığı sadece inşaat bilirkişinin soyut raporuna dayanılarak kabul edilmiştir. Önalım hakkını engellemek amacıyla taşınmaz pay değerinin gerçek değerinin üzerinde gösterildiğini kanıtlamaya tek başına bilirkişi raporu yeterli değildir. Dolayısıyla, davacının bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır.
Mahkemece, tapu resmi belgesindeki taşınmaz değeri, tapu harç ve giderlerini depo etmek için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.