YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9549
KARAR NO : 2012/13498
KARAR TARİHİ : 23.11.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 03.11.2010 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi davalı-karşı davacı tarafından 13.03.2011 tarihinde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davada davalı-karşı davacı Hazinenin davasından yasa gereği vazgeçmiş sayılmasına dair verilen 06.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ve karşı davalı …, dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin mahkemenin 2006/657 Esas, 2447 Karar sayılı ilamının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak, Hazine tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davalı, Hazine vekili ise davacının davasının reddine, karşılık dava olarak da HMK’nın 375. maddesinin (1) bendine dayanarak dava konusu taşınmaz hakkında çelişen iki ayrı hüküm bulunması nedeniyle ikinci hükmün kaldırılması talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı dava yönünden 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereğince davacı Hazinenin bu davasından yasa gereğince vazgeçmiş sayılmasına karar vermiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “yargılamanın iadesi sebepleri” başlıklı 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.
Davacı, Hazinenin dava konusu 267 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yayla olduğu iddiasıyla dava açtığını ancak yargılama sırasında orman bilirkişisinin raporunu esas alarak davasını ıslah ettiğini ve dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescilini talep ettiğini, mahkemece de
bu talebin kabul edilip hüküm altına alındığını belirterek 2006/657-2447 sayılı ilamın kaldırılarak Hazinenin davasının reddini talep etmiştir. Davasını 6100 sayılı HMK’nın 375. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine dayandırmış; dava konusu taşınmazın orman olmadığına ilişkin olarak … Orman İşletme Müdürlüğünden almış olduğu 19.10.2009 tarihli yazıyı sunmuştur. HMK’nın 375/1-ç maddesinde belirtilen belge “…aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belge” olmalıdır. Davacının sunduğu belge ise her an ulaşılabilecek bir belge niteliğinde olduğundan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü doğru görülmemiştir.
Karşı dava yönünden ise; dava konusu 267 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yayla olduğu iddiasıyla Hazine tarafından açılmış iki ayrı dava bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 2006/518 Esas sayılı olup yapılan inceleme sonunda dava konusu taşınmazın yayla olduğunun anlaşılması nedeniyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın yayla olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş ve hüküm 31.03.2009 tarihinde kesinleşmiştir. İkinci dava ise 2006/657 Esaslı olup Hazine tarafından yine yayla iddiasıyla açılmış ancak farklı orman bilirkisinin raporu dikkate alınarak Hazinenin davasını ıslah etmesi sonucu mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ve karar 16.04.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Tarafları, dava konusu ve sebepleri aynı olan iki ayrı dava mevcut olup mahkemece verilen kararlar birbiri ile çelişmekte, sonra kesinleşen karar önceki kararara aykırı bulunmaktadır. Davalı-karşı davacı da davasını bu nedene yani HMK’nın 375. maddesinin (ı) bendine dayandırmıştır. Aynı dava konusu taşınmaz hakkında birbirine aykırı iki kararın bulunması durumunda sonra kesinleşen kararın kaldırılması gerekir.
O halde mahkemece asıl davacının davasını dayandırdığı belgenin her an ulaşılabilecek bir belge olması, davacının yargılama aşamasında da bu belgeyi dosyaya sunabileceği, sunulan belgenin yargılamanın yenilenmesini düzenleyen madde kapsamında bulunmaması nedeniyle asıl davanın reddine, davalı-karşı davacı Hazinenin davasının kabulü ile de sonraki bir tarihte kesinleşen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/657, 2447 sayılı ilamının kaldırılmasına, aynı mahkemenin 2006/518-2721 sayılı kararının geçerli sayılmasına karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yargılamanın yenilenmesi istemi farklı yorumlanarak davacı …’in davasının kabulü ile ikinci kesinleşen 2006/657 2447 Esas ve Karar sayılı ilamı kaldırıp davalı- karşı davacının davası hakkında bir karar verilmeden ilk kararın da kaldırılmasına sebep olacak şekilde Hazinenin böyle bir talebi bulunmadığı halde ve 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinin uygulanabilmesi için kararın kesinleşmemiş olması gerektiği gözetilmeden bu madde uygulanarak Hazinenin davasından yasa gereği vazgeçmiş sayılmasına şeklinde yeni bir hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.