Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/8081 E. 2012/9125 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8081
KARAR NO : 2012/9125
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.01.2010 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı şirket, çekişme konusu taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunduğunu, davalı şirketin intifa hakkı bulunan taşınmaz üzerinde 05.03.2007 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca akaryakıt bayiliklerini yaptığını, davalı şirketin bayilik sözleşmesini 03.12.2009 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek, intifa hakkına elatmanın önlenmesi ve fazlaya dair hakları saklı tutularak 15.000.00 TL haksız işgal tazminatının (ecrimisilin) davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin iflasının ertelenmesi istemiyle 2011/90 Esas sayılı dava açıldığını ve açılan bu davanın bekletici mesele yapılmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması, müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki takip yetkisi müflise değil,
iflas idaresine aittir. İflas idaresinin bu takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için ilk önce iflas organlarının oluşması gerekir. Bu nedenle, müflisin taraf olduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durması İİK’nun 194. maddesinde kabul edilmiştir. Bu durma kararı, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraya kadar devam edeceği, ancak bundan sonra duran hukuk davalarına devam edilebileceği yine İİK’nun 194. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket iflas ettiğini ve iflasın ertelenmesi istemiyle aynı mahkemenin 2011/90 Esas sayılı davanın açıldığını savunmuştur. Mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece davalı şirketin iflasına karar verilip verilmediği, iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği ve iflas idaresi tarafından ikinci alacaklılar toplantısı yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, iflas kararı kesinleşmiş ve iflas organları oluşmuş ise iflas idaresinin usulünce davada yer alması sağlanmalı ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan olgular bir yana bırakılarak eksik araştırma ve inceleme ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 03.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.