Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/7245 E. 2012/8011 K. 06.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7245
KARAR NO : 2012/8011
KARAR TARİHİ : 06.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı …, 113 ada 16 sayılı parselin meradan kazanıldığını ileri sürerek davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile taşınmazın mera niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişmeli parselin tarım arazisi olduğunu, üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Kadastro işlemleri sırasında 573,27 m2 yüzölçümündeki 113 ada 16 sayılı parselin senetsizden tarla vasfı ile davalı adına tescil edildiği görülmektedir.
4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre; mera hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan özel mülkiyete konu teşkil etmez.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurulması için yeterli bulunmamaktadır.
Doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli 113 ada, 16 parsel sayılı taşınmazı çevreleyen tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve
dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yöntemle tespit edilecek taraf tanıkları, uzman ve teknik bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Arazinin başında icra edilerek keşif sırasında yansız yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın tamamının veya bir bölümünün kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat mühendisinden arazinin niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; dava konusu taşınmazın komşu parsellerden mera olarak sınırlandırılıp, kesinleşen parsellerle toprak yapısı itibariyle bütünlük arz edip arzetmediği, ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.