Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/6990 E. 2012/8124 K. 07.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6990
KARAR NO : 2012/8124
KARAR TARİHİ : 07.06.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 105 ada 162 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalıya ait 105 ada 153 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştır.
Mahkemece,105 ada 162 parsel sayılı taşınmaz lehine, 105 ada 153 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacının maliki olduğu 105 ada 162 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Dosyada bulunan 14.10.2011 tarihli bilirkişi raporu ve kroki incelendiğinde davacıya ait 105 ada 162 parsel sayılı taşınmazın batısında bulunan 168 sayılı parsel, güneyinde bulunan 151, 150 ve 150 parselin doğusundaki diğer komşu parseller üzerinden makul masrafla genel yola ulaşıp ulaşılamayacağı hususu değerlendirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Ayrıca 14.10.2011 tarihli bilirkişi ropor ve krokisinde 153 sayılı parselde kırmızı renk ile “A” harfi ile gösterilen kısmın batısında kalan ve davalı 153 sayılı parselin maliki tarafından kullanılamayan kısmın değerinin tespit edilerek geçit bedeline eklenmemesi de doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.