Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/592 E. 2012/1477 K. 06.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/592
KARAR NO : 2012/1477
KARAR TARİHİ : 06.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 442 sayılı Köy Kanununun 3367 sayılı yasa ile eklenen 13. ek maddesi uyarınca, … köyü tüzel kişiliğine tahsis edilen taşınmazın, köy ihtiyar heyeti tarafından hak sahiplerine satışına dayalı tapu iptali tescil, olmazsa arsanın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerçekten 3367 sayılı yasanın ek 13. maddesi hükmünce köy tüzel kişiliği adına köy yerleşme planına göre tescil edilen parsellerin 2000 m²’yi geçmemek üzere köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine ihtiyar meclisi kararı ile rayiç bedel üzerinden satışı mümkündür. Satışı yapılan taşınmazların satış bedeli peşin veya en çok 5 yılda ve 5 eşit taksitte tahsil edilerek köyün imar işlerinde kullanılmak üzere köy sandığına yatırılır. Her ne kadar ek 13. maddede köy ihtiyar meclisince satılan parseller üzerine satış tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde bina yapılması zorunlu kılınmışsa da, yasada bina yapılmaması halinde ne gibi bir müeyyide uygulanacağı gösterilmemiştir. Yasanın 17. maddesi hükmüne dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 15. maddesinde ise arsaların hak sahipleri adına tescili tarihinden itibaren 5 yıl içinde bina yapılmadığı takdirde köy muhtarlığınca yargı kararı ile tapu iptal edilerek köy tüzel kişiliği adına tescil
edileceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu taşınmaz henüz davacı adına tescil edilmediğinden, olayda yönetmeliğin 15. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki belgeler incelendiğinde, Emniyet Müdürlüğüne ait yazıda, davacının taşınmazın bulunduğu yerde ikamet etmediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece yapılan keşifte dinlenen davacı tanığı ise taşınmazın satışının yapıldığı tarihte davacının taşınmazın bulunduğu yerde ikamet ettiğini beyan etmiştir. Davacının ikametgahı konusunda dosyadaki bilgiler arasında çelişki bulunmaktadır.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz henüz davacı adına tescil edilmeden yönetmeliğin 15. maddesinin uygulama olanağı olmadığı düşünülerek davacının ikametgahı konusundaki çelişki giderildikten sonra hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.