Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/5826 E. 2012/6294 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5826
KARAR NO : 2012/6294
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.02.2009 gününde verilen dilekçe ile beyanlar hanesindeki kaydın terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen 27.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 2165 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki “tahsis yolu ile yapılan tescil işleminin sahte encümen kararı ile yapıldığına dair belirtme” şeklindeki 09.05.2008 tarihli kaydın terkinini talep etmiştir.
Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, belirtmenin encümen kararlarındaki yolsuzluk saptandığı için konulduğunu savunmuş, davalı … ise kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine, Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulü ile belirtmenin terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir.
Dava, beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini isteğine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64. maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen “beyanlar”ın amacı gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktır.
Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır. Bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir (Oğuzman-Seliçi, Eşya Hukuku, İstanbul 2004, s.204).
Somut olayda da; dava konusu taşınmazın kaydına tahsis işlemi sırasında belediye encümenince usulsüzlük yapıldığı hususunda belirtme konulmuştur. Davacı bu belirtmenin dayanaksız olduğunu ileri sürmektedir. Mahkeme davacının talebi üzerine taşınmazın adına tescilinin yapıldığı belirtilerek istem kabul edilmiştir. Ancak, dosya içerisinde bulunan TKGM Tasarruf Dairesi Başkanlığı yazıları ve anılan kurumla yapılan yazışmalara göre öncesinde Hazine adına kayıtlı taşınmazların sahte encümen kararı düzenlenerek şahıslar adına tescili sağlandığına dair Tapu Kadastro Müfettişleri raporlarından sonra bu belirtmenin taşınmazların tapu kaydına işlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, öncelikle belirtmenin dayanağı olan müfettiş raporları incelenerek dava konusu taşınmazın da yolsuzluk saptanan taşınmazlar kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerekirdi. Belirtmenin amacı tescilde yolsuzluk olduğu şeklindeki saptamaya aleniyet kazandırmak olduğuna göre, öncelikle bu saptamanın gerçekliği üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 03.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.