Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/5304 E. 2012/6298 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5304
KARAR NO : 2012/6298
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.03.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 979 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalıya ait 474 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, 979 parsel sayılı taşınmaz yararına 474 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmuştur.
Hükmü davalı … temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; geçit hakkı kurulurken, yukarıda değinilen, aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmaması ilkesine aykırı hareket edilmiştir. Zira; dosya arasındaki hükme esas alınan rapor ve ekindeki krokiden, üzerinden geçit hakkı kurulan 474 parsel sayılı taşınmazın bölünmek suretiyle kullanım bütünlüğünün ve şeklinin bozulduğu sabittir.
Bu durumda mahkemece; gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak, komşu taşınmazlardan, yükümlü taşınmazların kullanım bütünlüğü bozulmadan geçit hakkı kurulmasının mümkün olup olmadığı konusunda bilirkişilerden rapor alınmalı, tüm alternatifler değerlendirilerek en uygun seçenekten geçit kurulmalıdır.
Eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.