Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/5009 E. 2012/6311 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5009
KARAR NO : 2012/6311
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1097, 1098, 1099 parsel sayılı taşınmazlara 01.07.1993 gün ve 6029 yevmiye ile davalı … yararına konulan ipoteğin sehven işlenmiş ya da tedbir veya temlik bedeli olarak konulmuş olabileceğini ileri sürerek taşınmazlardaki ipoteğin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı Tapu Sicil Müdürlüğü vekili temyiz etmiş, Dairemizin 07.06.2011 tarih ve 2011/5719 E–7411 K sayılı ilamı ile özetle “…İpoteğin kaldırılması istemi içeren davaların ipotek alacaklısına karşı yöneltilerek açılması gerekir. Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın tapu sicil müdürlüğü yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait
herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir.
Mahkemece bu yön gözetilmeden davalı … yararına konulan ipoteğin terkini istemine değinilmeden sadece davalı Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden davanın husumet nedeniyle reddine dair hüküm kurulması ayrıca Tapu Sicil Müdürlüğü hakkındaki davanın reddine karar verilmesine rağmen yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 03.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.