Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/4564 E. 2012/8664 K. 19.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4564
KARAR NO : 2012/8664
KARAR TARİHİ : 19.06.2012

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; alacak isteminin kabulüne dair verilen 25.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile duruşmasız olarak davalı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.06.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av….geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı yüklenici … İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile davalı arsa maliki Veli ve dava dışı diğer arsa malikleri arasında … 7.Noterliği’nde 09.11.2005 tarihinde düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 25.08.2006 günlü ek protokol uyarınca davalı yükleniciye bırakılan 6135 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7. Blok A1 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden 01.01.2006 tarihli adi yazılı sözleşmeyle 350.000 TL bedelle satın alıp bedeli ödediğini, davalı taraflar arasında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/570 esasında kayıtlı derdest dava sonucu yüklenicinin ödemesi gereken bir bedel olduğunda uygun görülecek bölümü ödemeye hazır olduğunu, zilyet olduğu taşınmazın satış sözleşmesi gereğince tapu kaydının 31.07.2007 tarihinde devri gerektiğini, devredilmemesi nedeniyle ihtar çektiği halde yine tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini veya 350.000 TL bedelin davalı yükleniciden alınmasını istemiştir.
Davalı arsa maliki, davacı ile aralarında bir sözleşme bulunmadığından tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, yüklenicinin edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini savunmuş, davalı yüklenici yanıt vermemiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine; 350.000TL bedelin davalı yükleniciden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı arsa maliki Veli vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise tazminat taleplerine ilişkindir.
Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması, müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki takip yetkisi müflise değil, iflas idaresine aittir. İflas idaresinin bu takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için ilk önce iflas organlarının oluşması gerekir. Bu nedenle, müflisin taraf olduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durması İİK’nun 194. maddesinde kabul edilmiştir. Bu durma kararının, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraya kadar devam edeceği, ancak bundan sonra duran hukuk davalarına devam edilebileceği yine İİK’nun 194. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı yüklenici … İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin yargılama sırasında … 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.07.2011 tarih ve 2010/233 E. sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği davacının temyiz dilekçesinde belirtilmiştir. Mahkemece iflas kararı verilip, verilmediği araştırılmalı, yüklenici hakkında iflas kararının verildiğinin belirlenmesi halinde ikinci alacaklılar toplantısının yapılması beklenmelidir. Bu nedenle, eldeki dava niteliği itibariyle İİK’nun 194. maddesinde sayılan davalar içerisinde yer almadığından İİK’nun 194. maddesinin amir hükmü uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki
alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81.maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.
Ayrıca somut olayda, davalı arsa maliki ile davalı yüklenici arasında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/570 esasında kayıtlı dava bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının ilk kademedeki istemi yönünden, anılan dava sonucu bu davayı etkileyeceğinden, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/570 esasında kayıtlı davanın sonucu beklenmeden bir karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı arsa maliki vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.