Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/4266 E. 2012/5394 K. 12.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4266
KARAR NO : 2012/5394
KARAR TARİHİ : 12.04.2012

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.02.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen pay sebebiyle 32046 ada 31 sayılı parselin tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkini istemine ilişkindir.
Davalı, terkini istenen ipoteğin idari yargı yerinde kaldırılması ve ipotek bedelinin depo ettirilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ipoteğin 13.12.1986 tarihinde tesis edildiğinden ve on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davacı gerekçe yönünden, davalı ise esası bakımından temyiz etmiş, karar Dairemizin 24.05.2011 tarihli ilamıyla ve ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, tapunun beyanlar hanesindeki şerhe göre ipoteğin sehven konulduğu anlaşıldığından söz edilerek dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı … (…) temyiz etmiştir.
Dairemiz bozma ilamında vurgulandığı üzere taşınmaz rehnini sona erdiren nedenler; tescilin terkini (çizimi), taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırılmasıdır. Ancak, uygulamada taşınmaz rehnini sonlandıran başka nedenlerin varlığı da kabul edilmektedir. TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir.
Dosya kapsamında yer alan ve imar uygulamasını yapan belediyenin 16.02.1988 tarihli yazısında davalıya hitaben, tapudaki 796/10900 payın tapu sicilinden terkin edilerek, terkin edilen bu paya karşılık yeni oluşturulan ıslah imar parsellerinde lehine ipotek tesis edildiği, aynı belediyenin 22.04.2010 tarihli yazısında da davalıya 2981 sayılı yasanın 10/c maddesine göre 32046 ada 31 sayılı parsel üzerine lehlerine ipotek tesis edildiği, ipoteğin tapu sicil müdürlüğünce tescil olunduğu, ancak daha sonra 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre uygulama yapıldığı, uygulamanın tapuya tescil edildiği, bu uygulama sırasında tapu kayıtlarında mevcut ipoteklere yönelik bir işlem tesis edilmediğinin saptandığı bildirilmiştir.
Bundan ayrı … ve … tarafından imar planının iptali için … 3. İdare Mahkemesinin 1989/449 esasında kayıtlı davada mahkemenin 11.12.1990 tarihli gerekçeli kararında davalı ve müştereği lehine, parsel malikleri aleyhine ipotek tesis edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı saptanmıştır. Ne var ki, davacının maliki olduğu taşınmaz kaydının şerhler hanesinde aynen “Tapu Kadastro III. Bölge Müdürlüğü Tapu Şube Müdürlüğü 29.06.2000-3616 yetkili Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşleri Genel Müdürlüğü, Tasarruf İşleri Daire Başkanlığı 22.06.2000 gün 2059 yevmiye ile 2981 sayılı Yasa gereğince dağıtım cetvellerinde ipotek olmadığı halde tapu kütüklerine sehven ipotek edilmiştir. Maliklerin ve ipotek alacaklılarının talep ve muafakatları ile ipotek terkin edilebilecektir. Evrak Şemikler 16472 dosya” şerhi bulunmaktadır. Bu şerh ipoteğin terkin edildiği anlamına gelmez. Aksine, ipoteğin alacaklı ve borçlusunun onay vermesiyle terkin edilebileceğini gösterir. Kaldı ki, taşınmazın bölünmesi halinde ipoteğin durumunu düzenleyen Türk Medeni Kanununun 889. maddesi uyarınca, ipotekli taşınmazın bir kısmının veya aynı malike ait bulunan ipotekli taşınmazlardan birinin başkasına devredilmesi ya da ipotekli taşınmazın bölünmesi halinde aksine bir anlaşma yoksa rehnin taşınmazlara değerleri oranında dağıtılması gerekir.
Yine tapu kayıt örneğine göre; 32046 ada 31 sayılı parselde ipotek borçlusu …, ipotek alacaklısı ise “…, …” gözükmektedir. Dava ise sadece … (…) hasım gösterilerek açılmıştır. Davalı gösterilen… (…) ile ipoteğin diğer alacaklısı olduğu görülen … arasında illiyet bağını gösteren bir belge bulunmamaktadır. Böyle olmasına rağmen, davada taraf durumunu almayan …’ın hukukunu da etkiler biçimde ipoteğin terkini kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Bütün bu anlatılanlardan sonra yapılması gereken iş, 32046 ada 31 sayılı parsele ilişkin tüm geldi kayıtlarını özellikle tapu sicilinde mevcut “Şemikliler
16472 sayılı dosya”yı ait olan yerden getirtmek, gerek 2981 sayılı kanunun 10/c maddesine göre yapılan işlemler ile dağıtım cetvellerini, gerekse 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre yapılan işlemlere ait dosyaları yetkili merci olan belediyeden temin etmek, bunlardan sonra gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırarak tapuda davalı … (…) ile … lehine olan ipoteğin durumunu tespit etmek, terkin yapılmadıkça hukuken geçerli bir ipotek bulunduğunun saptanması halinde dağıtım cetvellerine göre davalının maliki olduğu taşınmazdan davacı taşınmazına katılan miktarı tespit ederek bunun dava tarihindeki rayiç bedelini bilirkişilere hesaplatmak, davayı bütün bunların sonucuna göre hükme bağlamak olmalıdır.
İpoteğin terkini (çizimi) sağlanmadan hukuken geçerli olacağı düşünülmeksizin orta yerde terkin edilmiş bir ipotek kaydı varmış gibi davanın yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.