Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/4255 E. 2012/5068 K. 05.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4255
KARAR NO : 2012/5068
KARAR TARİHİ : 05.04.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı,kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; öncelikle dosya kapsamına göre aktif dava ehliyeti yönünden, davacı …’ün, kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenilen tapu kayıt malikleri ile arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı tespit edilememiştir. Mahkemece, belirtilen bu husus davacıya açıklattırılmalı ve ispat için belge sunmak üzere imkan verilmelidir. Davacı aktif dava ehliyetinin mevcut olduğunu ispatladığı takdirde işin esasına girilerek davaya devam edilmeli, aksi takdirde bu kişi yönünden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmelidir.
Esasa ilişkin olarak; kaydının düzeltilmesi istenilen …kızı … … ile …oğlu … …’un nüfus kayıtları getirtilmemiş ve nüfus araştırması usulüne uygun şekilde yapılmamıştır. Mahkemece yukarıda belirtilen kişilerin nüfus kayıtları getirtilmeli, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen “…kızı … … ile …oğlu … …” isimli kişiler ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı ve sonucuna göre yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Baba adı eklenmesi istenilen tapu kayıt maliki “……” ile ilgili olarak ise; davacıların murisi olan “… oğlu …’in” dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre soyadı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tapuda isim, soyisim, baba ismi vb. gibi düzeltme davaları ile tapu kayıtlarındaki malike ait nüfus bilgilerinde yanlışlık olduğu takdirde bu kayıtların düzeltilerek nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Tapuda malik görünen kişinin 25.06.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ve soyadı almadan öldüğü anlaşıldığından tapu kaydına soyadı ilave edilmesi söz konusu olamaz. Bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince mahkemenin bu yönde bir tespit kararı vermekle yetinmesi gerekir. Eldeki davada tapu kayıt maliki “……” ile davacıların murisi “… oğlu …’in” aynı kişi olduğu tapulama tutanaklarındaki açıklama ile ispat edilmiştir. Ne var ki bu kişinin nüfus kayıtlarına göre soyadı bulunmadığından tapu kaydı “… oğlu …” olarak düzeltilemeyeceğinden tapu maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğuna ilişkin bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; tapu kayıt maliki “…kızı … …” ile ilgili düzeltmenin hüküm kısmında “…kızı … …” şeklinde yapılması da yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,05.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.