YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4178
KARAR NO : 2012/5150
KARAR TARİHİ : 09.04.2012
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, öncesi devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden veya mera olduğu nedeniyle 113 ada 1 parsel sayılı 26819 m2 tarla cinsli taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil veya mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.
Davalı vekili, 24.07.2009 tarihinde senetsizden oluşan kadastro tespitinin doğru olduğunu, ayrıca mera komisyonunun 2008/17 sayılı kararı ile dava konusu parseli çevreleyen ve mera olan 113 ada 24 sayılı parselin dışına çıkartıldığını, zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Toprak Tevzii Komisyonunca yapılan sınırlamada daha önceden mera kapsamı içinde kaldığı, davalı tarafından ibraz edilen 09.11.1992 tarihli 40 sıra no’lu tapu kaydının dava konusu parsel ile ilgili olmayıp Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan 9 ada 2 sayılı parsele tekabül ettiği, bu şekilde tahsisli meradan sökülen taşınmazın zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer dosya içerisindeki Toprak Tevzi Komisyonu paftasına göre daha önce mera olarak ayrılmış ise de sonraki tarihlerde 30.06.2008 günlü 2008/217 sayılı Kadastro Komisyonu kararı ile 113
ada 1 parsel numarası ile senetsizden davalı adına tarla vasfı ile tespit ve tescil edilmiştir. Çekişmeli bu parselin güneyindeki mera arazilerinin ise 113 ada 24 parsel numarası ile mera olarak sınırlandığı görülmüştür.
Mahkemece deliller toplanarak taşınmaz başında keşif yapılmış, mahalli bilirkişiler dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğunu, mera vasfında olmadığını belirtmişlerdir. Keza, kadastro tespit bilirkişileri de aynı doğrultuda beyanda bulunmuşlardır. Dosya içerisindeki ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın tarıma elverişli tarla vasıflı bir arazi olduğu, mera vasfında olmadığı açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.