Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/3613 E. 2012/5078 K. 05.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3613
KARAR NO : 2012/5078
KARAR TARİHİ : 05.04.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.09.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine kadastro işlemleri sırasında davalıların murisi adına belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tespit ve tescil edilen 1657.75 m2 yüzölçümündeki 151 ada 1 sayılı parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalılardan İsak Bıyık davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalılardan … ve … temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 715. maddesinde Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerler genel olarak sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar olarak nitelendirilmiş, örnek olmak üzere de yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar gösterilmiştir. Türk Medeni Kanununun 715. maddesinin ikinci fıkrasına göre bu gibi yerler kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemez. Benzer bir hüküm de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesinde yer almıştır. Anılan bu maddeye göre de Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler tescil ve sınırlandırılmaya tabi tutulamaz. Bu gibi yerlerin kadastro çalışmaları sırasında paftasında nitelikleri belirtilerek kadastro işleminin yapılması gerekir. Kuşkusuz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler zilyetlikle kazanmaya konu teşkil etmezler ve Türk Medeni Kanununun 999 maddesi gereğince de özel mülkiyet şeklinde tapu siciline tescilleri de mümkün değildir.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Belirtildiği üzere kadastro çalışmaları sırasında 1657.75 m2 yüzölçümündeki 151 ada 1 sayılı parsel belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalılar miras bırakanı Hacı Bıyık adına tespit ve tescil edilmiştir.
Yapılan keşif sonucu alınan 10.06.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın hafif taşlı, drenaj ve tuzluluk problemi olmayan bir özellikte olduğu zeminde sık ağaçların bulunduğu, 15-45 yaşları arasında 350 adet selvi tipi kavak, 80 adet söğüt, ve 15-25 yaşlarında 10 adet elma ile 6 adet armut ağacının mevcut olduğu saptanmıştır. Bilirkişiye göre dava konusu taşınmaz öteden beri kavaklık olarak kullanılan bir alandır. Bilirkişinin saptadığı nitelikler ve özellikler dikkate alındığında dava konusu taşınmaz kavaklık olarak kullanılan tarım taşınmazı özelliği göstermektedir. Böyle bir yerin yukarıda sözü edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunmadığı açıktır.
Açıklanan bütün bu nedenlerle mahkemece davanın reddi yerine istemin yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.