Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/3201 E. 2012/4232 K. 22.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3201
KARAR NO : 2012/4232
KARAR TARİHİ : 22.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.09.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 15.06.1984 tarihinde noterde düzenlenen ortaklık sözleşmesi ile kayıt maliki …’in 851 parsel sayılı taşınmazı bağ yetiştirmek kaydı ile davacıların müşterek murisleri …’e devir taahhüdünde bulunduğunu, dava konusu taşınmazın sözleşme gereğince bağ haline getirildiğini, taşınmazın halen davacıların kullanımında olduğunu, davalıların buna rağmen sözleşme gereğini yerine getirmediklerini belirterek tapu kaydının iptali ile ½ payın davacılar adına tescilini istemiştir.
Davalılar, sözleşmenin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili hükmü temyiz etmiştir.
Dava, ortaklık sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacıların murisi ile davalıların murisleri arasında resmi şekilde düzenlenen geçerli bir ortaklık sözleşmesi mevcuttur. Sözleşme metni incelendiğinde; kayıt malikinin davacıların murisi ortakçı … tarafından bağ vasfına dönüştürülmesi karşılığında dava konusu 851 parsel sayılı taşınmazın ½ payını kendisine devretmeyi amaçladığı, tarafların karşılıklı olarak bu yönde iradelerinin birleştiği açıkça anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında, sözleşme gereğince davacıların murisinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği belirlenmiştir. Taşınmaz sahibi ile taşınmazda bağ vücuda getiren arasında arzın tamamının veya bir kısmının, bağı emeği ile vücuda getirene verileceğine dair yapılan akit gayrimenkulün taahhüt edilen hissesinin satışının vaadi niteliğindedir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmiş ise de dava, başkasının arazisine fidan dikilmesi nedeniyle Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebi olarak nitelendirilerek somut olayda dikilen şeylerin değerinin taşınmazın değerinden fazla olmadığı, temliken tescil koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacıların murisleri tarafından sözleşme gereğinin yerine getirildiği gözetilerek, davanın kabulüne karar vermek gerekirken uyuşmazlığın nitelendirilmesinde hataya düşülerek temliken tescil koşullarının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.