YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2621
KARAR NO : 2012/3657
KARAR TARİHİ : 13.03.2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.08.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalının 1098 parsel sayılı taşınmazının 3700 metrekarelik kısmına elattığını bu sebeple davalının elatmasının önlenmesi ve 4.000,00 TL escrimisile hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına dayalı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
HUMK’nun 8/1 maddesi uyarınca sulh mahkemeleri dava tarihinde değeri 7.780,00 TL’ye kadar olan davalara bakmakla görevlidir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi hükmü gereğince “müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak” harç alınır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK’nun 1. maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Harç ve görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır. Böyle olunca, dava konusu taşınmazın davanın açıldığı gündeki nizalı kısmının zemin değeri ile istenen ecrimisil bedeli üzerinden görevli mahkemenin tayini gerekir.
11.11.2011 tarihinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi taşınmazın elatılan kısmının dava tarihi itibariyle değerini 10.000,00 TL olarak belirtmiştir. Ayrıca istenen ecrimisil miktarı da 4.000,00 TL olduğundan dava konusunun toplam değeri 14.000,00 TL’dır. Bu nedenle dava değerinin HUMK’nun 8. maddesi gereğince davanın açıldığı tarihte sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşmış olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan sonuçlandırılması doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.