Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/2166 E. 2012/2695 K. 27.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2166
KARAR NO : 2012/2695
KARAR TARİHİ : 27.02.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.02.2011 gününde verilen dilekçe ile davalı köyler ile olan sınırların tespiti ile meraya vaki elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 25.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dilekçesinde sınırlarını belirttiği ve kadimden beri mera olarak kullandığı … Yaylasına davalı köylerin müdahalesinin önlenmesini istemiştir.
Davalılar … Kadastro Mahkemesinde görülen 2007/1 esas sayılı dosya nedeniyle derdestlik, yetki ve esas yönünden davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece … Kadastro Müdürlüğü ve … Tapu Sicil Müdürlüğünün cevabi yazılarına dayanılıp … Yaylasının … ilçesinin sınırlarında olduğu dikkate alınarak HMK’nun 12. maddesi gereğince yetkisizlik kararı verilmiştir.
Hükmü, davacı köy vekili temyiz etmiştir.
HMK’nun 12.maddesi gereğince taşınmaz malın aynına ilişkin davalara taşınmazın idare sınırları içerisinde bulunduğu ilçe veya il adli yargı yerinde bakılması gerekir. Bu kural kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re’sen gözetilir. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 4.maddesine göre belirlenmiş sınırın aynı madde uyarınca iki köy arasındaki idari sınır sayılamayacağı, sadece kadastro işlemlerinin yürütülmesine esas olacağı nedeniyle mahkemenin yargı yetkisi HMK’nun 12.maddesine göre idari sınıra göre belirlenir. Dava konusu yayla (mera) hangi ilçenin idari sınırları içinde kalıyorsa o il veya ilçe mahkemesi yetkilidir. Bu durumda; her iki il (ilçenin) sınırnameleri, varsa krokileri ve sınırları belirlemeye elverişli diğer belgeler idareden getirtilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yerel bilirkişi ve uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak dava konusu taşınmazın tamamının veya büyük kısmının hangi il, ilçe ve köyün idari sınırları içerisinde kaldığının kesin olarak saptandıktan sonra yetki konusunda karar vermek gerekir. Keşfen inceleme yapılmadan kadastro çalışma alanı sınırı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı köy vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.