Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/1964 E. 2012/2831 K. 28.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1964
KARAR NO : 2012/2831
KARAR TARİHİ : 28.02.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.06.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, 943 parsel sayılı taşınmazına komşu davalı taşınmazındaki balkon ve direğin taşkın bulunduğunu, ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile tecavüzlü balkon ve direğin kal’ini istemiştir.
Davalı, dava konusu yapıları iyiniyetle yaptığını, tecavüz tespit edilirse yapının bulunduğu yerin bedeli karşılığında adına tescil edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ve tecavüzlü yapıların kal’ine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
1- Dava, çapa bağlı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
Malik ya da zilyet olunan taşınmaza haksız elatma halinde taşınmazın korunması istemi yargı önüne taşınabilir. Mülkiyet hakkının içeriği başlıklı TMK. 683.maddesinde “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı maliki olduğu 943 parsel sayılı taşınmazına davalı taşınmazındaki balkon ve direklerin 1,65 m2 taşkın bulunduğundan elatmanın önlenmesi ile kal’ini istemiştir. Mahkemece yargılama aşamasında keşif yapılmamış, daha önce yapılan tespitte alınan bilirkişi raporları hükme esas alınmıştır. … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/22 D. İş sayılı bu tespit dosyasında 12.05.2011 tarihli fen bilirkişisi raporu da davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı yargılama aşamasında rapora itiraz etmiştir. Bu sebeple davalının savunması gözetilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahkemece yeniden keşif yapılması varsa tanıklarının keşif yerinde dinlenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince, HMK.nun 323. maddesinde yargılama giderlerinin neler olduğu sayılmıştır. Delil tespiti ve ihtiyati tedbir giderleri de yargılama giderlerine dahildir. Davacı … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/22 D.İş dosyası ile davalının taşınmazına taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek bunun tespitini istemiş ve istemi hüküm altına alınmıştır. Davacı 2011/22 D.İş sayılı dosyasında harç, tebligat ve keşif gideri ödemek suretiyle masraf yapmıştır. Yapılan bu masrafın da HMK.nun 323. maddesi gereğince yargılama giderlerine dahil edilerek davanın kabul edilmesi halinde davalı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek eksik yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüne, (2). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 28.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.