YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1855
KARAR NO : 2012/4013
KARAR TARİHİ : 19.03.2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali, davalı-davacı … Ltd. Şti. vekili tarafından 17.08.2010 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 19.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, eser bedelinden kalan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemleriyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise davacının yapımını üstlendiği bir kısım imalatın ayıplı olduğunu, davacıya 6.250,00 TL tutarındaki reklamasyon faturasını gönderdiğini, ayıplı mallar sebebiyle yapılan ödemeler tutarı olan 6.250,00 TL’nin davacı ve karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava kabul edilmiş, karşı dava reddedilmiştir.
Hükmü, davalı ve karşı davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında 21.10.2009 tarihli sözleşme çekişmeli değildir. Tüm çekişme, davacının yapımını üstlendiği fason dikim imalatında kısmen ayıp olup olmadığı noktasındadır. Sözleşmenin 8.maddesinde de aynen “firmamızın azami ikinci kalite oranı %1’dir. Bu oranı aşan orderlar için firmamız ikinci kalitenin tamamının reklamasyon hakkına sahiptir. İkinci kalite olan fasoncu firmalar tebliğ tarihinden itibaren en geç 1 gün içerisinde System Konfeksiyona gelip hatalı işleri kontrol edebilirler. İkinci kalite işler, maliyet fiyatı üzerinden reklamasyon edilir ve işler firmada kalır” hükmü bulunmaktadır. Davalı ve karşı davacı, karşı davasını sözleşmenin anılan bu hükmüne dayandırmaktadır.
Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür.
Yapılan işi niteliğine, işin ticari temaüllere göre tedavülüne nazaran davalı ve karşı davacının, davacı ve karşı davalıya gönderdiği 31.10.2009 tarihli reklamasyon faturası ayıp ihbarının süresinde yapıldığını göstermektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere tüm sorun, eserde ayıp olup olmadığının, ayıp varsa ayıp sebebiyle davalı ve karşı davacının isteyebileceğinin miktar olarak saptanması noktasındadır. Bu bakımdan, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile bir sonuca ulaşılamaz.
Yapılması gereken iş, 21.10.2009 tarihli sözleşme konusu olan fason imalata ilişkin davalı ve karşı davacıda bulunması mümkün numuneler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırmak, ayıbın var olup olmadığını, eserde ayıp varsa buna dayanarak davalı ve karşı davacının isteyebileceğini bilirkişiye hesaplatmak, davayı bunun sonucuna uygun bir karara bağlamak olmalıdır.
Yetersiz araştırma ve incelemeyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru değildir.
Öte yandan, davacı dava dilekçesinde icra takibinden sonra davalı ve karşı davacının 1.399,00 TL daha ödemede bulunduğunu kabul ettiği halde, bu miktar dahi düşülmeden icra takibine itirazın iptali isteminin talep gibi kabulü de yanlıştır.
Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 19.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.