Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/15228 E. 2013/6111 K. 19.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15228
KARAR NO : 2013/6111
KARAR TARİHİ : 19.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve haciz şerhlerinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın imar planı içinde kalması nedeniyle arsa vasfı ile belediye adına tescil edildiğini, taşınmazın öncesinin harman yeri olması nedeniyle Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı …, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra dava açıldığını, ayrıca taşınmazın ilgili yasa hükümlerine uygun olarak adlarına tescil edildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine’nin temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın harman yeri vasfını yitirdiği, 5393 sayılı Belediye Kanununun 79. maddesinde belirtilen taşınmazlardan olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın öncesi 1359 ada 3 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında bir kısım yerleri kadastrol yola terk edilerek 100.065 m2 yüzölçümlü “harman yeri” niteliği ile yine kadastro parseli olarak davalı … Belediyesi adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye tasarrufundaki yerler” başlıklı 79. maddesi hükmüne göre “Diğer kanunlarla getirilen hükümler saklı kalmak üzere, mezarlıklar ile belediye sınırları içinde bulunan ve sahipsiz arazi niteliğinde olan seyrangâh, harman yeri, koruluk, dinlenme yerleri, meydanlar, bataklık, çöp döküm sahaları, yıkılmış kale ve kulelerin arsaları ve enkazı ve benzeri yerler belediyenin tasarrufundadır.
Belediye tarafından deniz, akarsu ve gölden doldurma suretiyle kazanılan alanlar, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerin, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılır.”
Somut olaya gelince; davacı Hazine, dava konusu taşınmazın öncesinin harman yeri olduğu, özel mülkiyete konu olamayacağı iddiası ile tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş ise de dava konusu taşınmazın imar planı yapılmadan önce de harman yeri niteliğinde olduğu ve halen de imar planı içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece davacı Hazine’nin tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; dosya içerisindeki tapu kayıtlarının incelenmesinden; arsa niteliği ile tapuda kayıtlı taşınmazın üzerinde çok sayıda haciz şerhleri bulunduğu, bu şerhlerin lehtarlarının davada taraf olmadan davanın esastan sonuçlandırıldığı görülmüştür. Bu itibarla, üzerinde haciz şerhi bulunan dava konusu taşınmazın haciz lehtarları usulünce davaya dahil edilmeksizin haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi de yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı …’ye iadesine, 19.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.