Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/14955 E. 2013/1648 K. 06.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14955
KARAR NO : 2013/1648
KARAR TARİHİ : 06.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu taşınmazın tapu kaydında “… oğlu …” şeklinde yazılan kimlik bilgileriyle tapu müdürlüğünün işlem yapmadığı gerekçesiyle doğum tarihinin eklenmesini talep etmiştir.
Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu kaydında bulunması zorunlu olmayan bilgilerin ilavesi veya düzeltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet … sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu
kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet … iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kütüğüne malikin adı, soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası dışındaki nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kaydında tasarrufta bulunulamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacı ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir.
Mahkemece, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak, tapu kayıt maliki “… oğlu …” ile davacının aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun için de az da vardır kuralı gereğince dava konusu 1104 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki … oğlu … ile 01.09.1929 doğumlu davacı … oğlu …’ın aynı kişi olduğuna ilişkin bir tespit kararı verilmesi gerekir.
Davacının, böyle bir talepte bulunmakta hukuki yararı bulunduğu halde mahkemece eksik inceleme ile ve tapu kaydında bulunması zorunlu olmayan bilgilerin ilavesi veya düzeltilmesi mümkün olmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.