Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/14825 E. 2013/1864 K. 11.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14825
KARAR NO : 2013/1864
KARAR TARİHİ : 11.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 14.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar …, … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalılar … ve … davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davayı kabul etmişlerdir.
Mahkemece 04.06.2008 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar … ve … vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 12.02.2009 tarih 2009/1063 Esas, 2009/1627 Karar sayılı ilamı ile; Davalılar dava konusu taşınmazlarda murisleri …’ın hissesini satmayı vaat ettiklerinden ve …’ın satış vaadinde bulunan mirasçıları dışında başkaca mirasçılarının bulunup bulunmadığı dosyadaki bilgi ve belgeler ile anlaşılamadığından, murisin başkaca mirasçılarının olmadığının anlaşılması halinde davanın kabul edilmesi, tüm mirasçıların satış vaadi tarafı olmadığının anlaşılması halinde davanın reddedilmesi ve yine 500 parsel sayılı taşınmaz dava dışı kişilere ait olduğundan söz konusu taşınmaza ilişkin davanın red edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda; 500 parsel sayılı taşınmaz dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğundan söz konusu taşınmaza ilişkin davanın reddine, 725, 1471, 1858, 1404, 1095, 1911, 1910, 1900, 1909, 773, 618 parsel sayılı taşınmazlar
hakkındaki davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlarda …’ ait 1/2 hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar … ve … vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadinde bulunanlar, paylı maliklerden …’ın tüm mirasçıları olup taşınmazlardaki murislerinin hak ve hisselerinin satışını vaat ettiklerinden sözleşmenin ifa olanağı mevcuttur.
Ancak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi ile; Tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılmış; belirlenen parsel büyüklüğünün mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, kural olarak tarım arazilerinin, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemeyeceği, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle; yukarıda belirtilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde oluşmuş hisselerin üçüncü şahıslara satılması devredilmesi veya rehnedilmesi yasaklanmakta olup bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin söz konusu olduğu tarım arazilerinin, paydaşlarının veya iştirakçilerinin tamamının birlikte katılımı ile üçüncü kişiye satışı yapılabilir, devredilebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Satış vaadi sözleşmesine konu payın arazinin büyüklüğü itibariyle belirlenen tarımsal niteliğine göre satışının mümkün olmadığının anlaşılması halinde davanın reddi, aksi halde kabul kararı verilmesi gerekir.
Her ne kadar Mahkemece Dairemizin 12.02.2009 tarih 2009/1063 Esas, 2009/1627 Karar sayılı ilamı Bozma ilamına uyularak karar verilmiş olsa da; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi nedeniyle bozma ilamı davacı taraf yönünden usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.