Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/13849 E. 2013/2253 K. 14.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13849
KARAR NO : 2013/2253
KARAR TARİHİ : 14.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi ve muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 07.05.2012 gün ve 2012/5323-6456 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Davacı, 03.04.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 09.02.1985 tarihli ve 241 sıra numaralı (Yeni 208 ada 7 parsel sayılı) taşınmazda bulunan binada 6. katı davalı …’dan satın aldığını, bedelini ödediğini, tapuda muvazaalı olarak yapılan satışlar sonrası taşınmazın en son davalı … üzerine kayıtlı olduğunu, belirterek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı …, davanın reddini savunmuş, diğer davalı davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan …’un temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 07.05.2012 tarihli ve 2012/5323-6456 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Davalı … vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.”
Aynı Yasanın 3. fıkrasında ise; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 15.06.1998 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 20.12.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir.
Bu itibarla hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiği halde yanılgılı değerlendirmeyle hükmün onanmasına karar verildiği bu defa yapılan incelemeden anlaşılmış, davalı … vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07.05.2012 tarihli ve 2012/5323-6456 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün BOZULMASINA, 07.02.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.