Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/12348 E. 2012/12945 K. 08.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12348
KARAR NO : 2012/12945
KARAR TARİHİ : 08.11.2012

Davacı, 10987 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 21.03.1997 tarihinden başlamak üzere 20 yıl süre ile intifa hakkı sahibi olduğunu, bu hakkını davalı şirket ile yapılan 10.06.2004 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca kullandıklarını, bayilik sözleşmesinin davalı şirket tarafından 07.09.2010 tarihinde feshedilmesine rağmen davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı şirket, davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada ise, 10987 ada 2 parsel sayılı taşınmazın malikleri, Rekabet Kurumunun 2002/2- 2003/3 sayılı Tebliğleri uyarınca Rekabet Kanunundan kaynaklanan rekabet etmeme yükümlülüğü uyarınca intifa hakkı süresinin 5 yılı aşamayacağı gerekçesi ile intifa hakkının terkinini talep etmişlerdir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının tapu kayıt malikleri aleyhine açılması gerektiği, davalı K… Petrol Ürünleri Ltd. Şti.nin tapu kayıt maliki olmadığı, Rekabet Kurulu Tebliğleri uyarınca intifa hakkının 18.09.2010 tarihi itibarıyla kaldırılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı-davalı T…O…Türkiye A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır.
Şimdi davacı-davalı T…l O… Türkiye A.Ş. vekili kararın bozulması istemiyle karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Rekabetin Korunması Hakkındaki 4054 sayılı Kanunun 4. maddesinde “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu eylem ve Kararlar” başlığı altında, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmaların, uyumlu eylemlerin ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir. Yasanın 56. maddesinde ise “bu kanunun 4. maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararı geçersizdir. Bu anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifası istenemez. Daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeni ile geri istenmesi halinde tarafların iade borcu Borçlar Kanununun 63. ve 64. maddelerine tabidir. Borçlar Kanununun 65. maddesi hükmü bu kanundan doğan ihtilaflara uygulanmaz” hükmü bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 5. maddesinde de, Rekabet Kurumunun, maddede belirtilen şartların tamamının varlığı halinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verilebileceği hükme bağlanmış ve muafiyetin belirli bir süre için verilebileceği gibi, muafiyet verilmesinin belirli şartların veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabileceği de öngörülmüştür. Ayrıca, yasanın son fıkrası kurula (Rekabet Kuruluna) 1.fıkrada gösterilen şartların gerçekleşmesi halinde belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasını sağlayan ve bu bunların şartlarını gösteren tebliğler çıkartabilme yetkisi tanımıştır.
Bu düzenlemeler, dikey anlaşma olarak nitelenen, üretim veya dağıtım zincirinin farklı seviyelerde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmaların rekabeti engelleyici ve kısıtlayıcı mahiyette olmaları halinde hukuka aykırı olacaklarını, ancak bazı şartların varlığı halinde hukuka aykırılıktan bireysel veya grup olarak muaf tutulabileceklerini ifade etmektedir.
Bu konuda Rekabet Kurumu çıkardığı 2002/2 – 2003/3 sayılı Tebliğleri ile yasak kapsamında bulunan anlaşmaların kanunda öngörülen koşullara uyumlu hale getirilmesi için 18.09.2005 tarihine kadar muafiyet tanımıştır. Rekabet Kurulunun muafiyet süresi olarak belirlediği 18.09.2005 tarihinden sonra 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Yasanın 5. maddesine göre 5 yıldan uzun süreli veya belirsiz süreli sözleşmeler hüküm ifade etmeyecektir. 18.09.2005 tarihinden önce yapılan sözleşmeler ise Rekabet Kurulunca benimsenen “asgari hadde indirilmesi” ilkesi uyarınca 18.09.2010 tarihinden sonra hüküm ifade etmeyecektir.
Türk Medeni Kanununun 794 ve devamı maddelerinde düzenlenen intifa hakkı, sahibine başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde tam bir yararlanma hakkı sağlar. Bu yetki kapsamında da taşınmazın kullanımını engelleyen kişi ya da kişilerin elatmasının önlenmesi istenebilir.
Somut olayda, dava konusu 10987 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 21.03.1997 tarihinde davacı yararına 20 yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa hakkı sahibi taşınmazda kullanımı engelleyen ve halen taşınmazı kullanan davalı K… Petrol Ürünleri Tic. Ltd. Şti.ne elatmanın önlenmesi istemiyle husumet yöneltmesi yerinde olup, mahkemenin tapu kayıt maliki aleyhine elatmanın önlenmesi istemiyle dava açılması ve husumetin ona yöneltilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi doğru değildir. Ne var ki, intifa hakkı 18.09.2005 tarihinden önce tesis edildiğinden yukarıda açıklanan Rekabet Kurulunun tebliğleri uyarınca 18.09.2010 tarihinden sonra hüküm ifade etmeyeceğinden, birleşen davanın kabulü ile intifa hakkının kaldırılmasına, elatmanın önlenmesi istemiyle açılan asıl davanın reddine karar verilmesi isabetli olup Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan davacı-davalı T…l O… Türkiye A.Ş.nin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaleti ile takdiren, 203,00 TL para cezası ile 43,90 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline, 08.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.