YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12101
KARAR NO : 2012/13107
KARAR TARİHİ : 09.11.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.07.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sulh hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 16. Maddesi gereğince; müdahalenin men-i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak harç alınır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK’nın 1. maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Gerek harç gerekse görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır.
6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş, 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki mamelek hukukundan kaynaklanan değer ve miktara ilişkin hükümler bu maddede yer almamıştır. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesi uyarınca, 382. maddede belirtilen çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.
Ne var ki, 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesi hükmüne göre bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri uygulanmaz. Eldeki dava da 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açıldığından mahkemenin görevli olup olmadığı 1086 sayılı HUMK’na göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda; dava 11.07.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte 1086 sayılı HUMK yürürlükte bulunduğundan mahkemenin davanın çekişmesiz yargı hükümlerine tabi olduğu gerekçesi ile görev yönünden ret kararı vermesi doğru olmamıştır. Görev hususu 1086 sayılı HUMK’nın göreve ilişkin hükümleri ile belirleneceğinden dava konusu dokuz adet taşınmazın değeri hayatın olağan şartları içerisinde asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kalacaktır. Bu sebeple mahkemece yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.