YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11961
KARAR NO : 2012/13009
KARAR TARİHİ : 08.11.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiası ile açılmış, mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle anılan madde uyarınca geçerli tebligatın ne şekilde olacağının irdelenmesi gerekmektedir.
Tebligat Kanununun 21. maddesine göre kendisine tebligat yapılacak kimse, gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine yada memuruna imza karşılığı teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden veyahut zabıta amir veya memurlarından soruşturularak, alınan beyanı tebliğ mazbatasına yazıp, altını imzalatması gerekir. Bu yön özellikle Tebligat Kanununun 23 ve Tüzüğün 33. maddeleri hükmünde de ayrıca vurgulanmıştır.
Eldeki davada, davalıya çıkarılan tebligat incelendiğinde, 01.12.2005 tarihli duruşma gününün 17.11.2005 tarihinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligata adres kapalı olduğundan komşusu …’ya haber verilerek bir örneğin kapıya yapıştırıldığı yazılmıştır. Ancak komşunun imzası alınmamıştır. Bu durumda tebligat işleminin Kanun ve Tüzük hükümlerine uygun yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden, 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, yokluğunda yargılama yapılıp karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.