Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/10805 E. 2012/11819 K. 15.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10805
KARAR NO : 2012/11819
KARAR TARİHİ : 15.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.12.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, daha önce davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairemizin 27.06.2011 tarihli 2011/7261-8432 sayılı ilamıyla “… Dosya içerisinde bulunan belgeler incelendiğinde, mahkemece nüfus müdürlüğünden tapuda ismi geçen “… oğlu …” isminde kimsenin olup olmadığının sorulmadığı ve dava konusu taşınmazın tesciline esas evrakların tapu sicil müdürlüğünden getirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; nüfus müdürlüğünden tapuda ismi geçen “… oğlu …” isminde kimsenin olup olmadığı araştırılmalı, dava konusu taşınmazın tesciline esas evraklar tapu sicil müdürlüğünden getirtilmeli ve nüfus kayıtları ile tapu kayıtları karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Değinilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı …” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece verilen ret kararı Dairemizin bozma ilamına ve dosya içerisindeki belge ve delil durumuna tamamen aykırıdır.
Dosya içerisindeki belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; davacının…
paftada yer alan ada ve parsel numaraları belirtilen arsa üzerinde faaliyette bulunan yapı kooperatifine ortak olmak amacıyla noterden bir vekaletname düzenlettirdiği, vekaletnamenin notere ibraz etmiş olduğu eski nüfus hüviyet cüzdanındaki bilgilere göre düzenlenirken baba adının “… …” olarak yazılması gerekirken sadece “…” şeklinde yazıldığı, davacının vekaletnamedeki ve nüfus kayıtlarındaki doğum tarihi ile diğer kimlik bilgilerinin aynı olduğu, bu vekaletnameyi ibraz ederek kooperatif ortaklığına kabul edildiğinden ferdileşme sonucu kat mülkiyeti kurularak adına tescil edilen 10 bağımsız bölüm numaralı meskenin tapu kaydındaki malik sütununa da kimlik bilgilerinin “… oğlu …” olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Yine mahkemece yapılan araştırmalar sonucunda davacının murisi … oğlu olduğu, eski kimliğinde 1336 doğum tarihli olduğu, bunun da miladi olarak 1920 doğum tarihine tekabül ettiği, nüfus kayıtlarında da 01.07.1920 doğumlu olarak kayıtlı olduğundan bu bilgilere göre de tapu kaydında bağımsız bölüm maliki olarak görünen “… oğlu …” ile “… … oğlu …” ın aynı şahıs olduğuna ilişkin herhangi bir tereddüt de bulunmamaktadır.
Buna rağmen mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulduğu halde davacı tarafından yukarıda belirtilen belge ve delillerle kanıtlanan davanın kabulüne karar vermek gerekirken, nüfustan gelen yazı ile tapudan gelen yazıların birbirini desteklemediği, kayıtların farklı olduğundan bahisle tamamen isabetsiz bir gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, mahkemece dosya içerisindeki deliller gerekçede tartışılmamış, toplanan deliller doğrultusunda doyurucu bir gerekçe de yazılmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.