Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2012/10284 E. 2012/11354 K. 08.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10284
KARAR NO : 2012/11354
KARAR TARİHİ : 08.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 22.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, dava konusu 36 ada 9 parsel sayılı taşınmazın murisi ”…”e ait olmasına rağmen, tapu kaydında ”… oğlu …” olarak yazıldığını belirterek murisinin soyadının “…” olarak eklenmesini talep etmiştir.
Kayıt maliki olduğu iddia edilen … oğlu … 1916 yılında vefat etmiştir. Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir.
Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de
düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ”… oğlu …” ile davacının murisi ”… oğlu … …” ‘in aynı kişi olduğuna kanaat getirilmesi halinde ”… oğlu …” ile davacının murisi ”… oğlu … …” ‘in aynı kişi olduğunun tespitine şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.