YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9765
KARAR NO : 2011/10971
KARAR TARİHİ : 26.09.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.03.2011 günlü hükmün ve tavzih talebinin reddine dair 26.06.2011 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle Hazine hasım gösterilerek açılmıştır.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir.
Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda; “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi tapu sicil müdürlüğüne tebliğ edilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden yukarıda değinildiği şekilde dava dilekçesinin yöntemine uygun şekilde tebliği sağlandıktan sonra yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacının ıslah dilekçesindeki istemi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.