Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/9206 E. 2011/11597 K. 06.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9206
KARAR NO : 2011/11597
KARAR TARİHİ : 06.10.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında geçici tescil şerhi işlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 49 ada 135 ve 136 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan imar uygulamasında yasaya aykırılık olduğunu, uygulamanın iptali için idari yargıda dava açtıklarını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydına geçici tescil şerhinin konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece, tensiple birlikte davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydına geçici tescil şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununda ayni haklar için söz konusu olan teknik anlamdaki tescil kurumunun yanı sıra bazı kişisel hakların(TMK m.1009), tasarruf yetkisini kısıtlaması(TMK m.1010) ve geçici tescilin tapu kütüğüne şerh edilmesi imkanı kabul edilmiştir(TMK.m.1011). Bu hakların tapuya tescili ise farklı yöntemlere tabidir.
Geçici tescil şerhi Türk Medeni Kanununun 1011 ve 1016. maddelerinde düzenlenmiştir. Tapu sicilinin temel amacı taşınmaza ilişkin bütün ayni hak ilişkilerini yansıtmaktır. Bu amaca erişmek için her tescilin maddi bakımdan mevcut bir hakka dayanması ve sicilde tescil gerçekleşmemiş ise bir ayni hakkın varlığının kabul edilmemesi gerekir. Ancak, tapu sicilinde var olan bir
hakkın terkin edilmeden sona ermesi mümkün olduğu gibi bir hakkın sicil dışı kazanımı da söz konusu olabilir. Ancak, iyiniyetli hak iktisap eden kişilerin hakları da kanunen korunmaktadır(TMK m.1023). Tapu siciline hakim olan tescil prensibi ve kaydın aleniliği ve doğruluğu ilkeleri karşısında Kanun sicil dışı kazanımlar, yolsuz terkin veya tescil karşısında ayni hakları korumak için bazı tedbir ilkeleri de kabul etmiştir. Bunlardan birisi de geçici tescil şerhidir.
Geçici tescil şerhi Kanunda iki hal için kabul edilmiştir. Bunlardan birisi iddia edilen ayni hakkın güvence altına alınmasının gerekli olması(TMK m.1011/1), diğeri ise tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanunun olanak tanımasıdır(TMK.m.1011/2).
Somut olayda; davacı dava konusu taşınmazlarda imar uygulamasının hatalı olduğu gerekçesiyle idari yargıda dava açtıklarını, dava sonuna kadar ayni hakkın güvence altına alınması için geçici tescil şerhi verilmesini talep etmektedir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde; 49 ada 135 ve 136 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması ile 5794 ada 1 ve 5814 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara gittiği ve bu taşınmazlarda davacının paydaş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazlardaki hakkını güvence altına almak için geçici tescil şerhi isteyebilir ise de istemin haklılığının saptanması yargılamayı gerektirir. Diğer bir anlatımla somut uyuşmazlıkta, bir tarafın başvurusu ile mahkemenin bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine, sona ermesine veya korunmasına karar vermesi istemini içeren ihtilaf konusunun ve hasmın bulunmadığı çekişmesiz yargı işi söz konusu değildir.
Mahkemece çekişmeli yargıya konu bir işin taraf teşkili sağlanmadan ve taraf delilleri toplanmadan tensiple birlikte işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.