Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/8887 E. 2011/9525 K. 19.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8887
KARAR NO : 2011/9525
KARAR TARİHİ : 19.07.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.06.2008 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesi nedeniyle ayıplı iş nedeniyle ödenen bedelin istirdatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, eserin kabul edilemez nitelikte olması nedeniyle eser bedeli olarak yapılan ödemelerin istirdadı istemiyle açılmıştır.
Davalı, akti ilişkinin varlığını kabul etmiş, malzeme seçimi davacı tarafından yapıldığından davanın reddi gerekeceğini savunmuştur.
Mahkemece, eserdeki mevcut ayıplar açık ayıp olup, iş sahibi makul sürede ayıp ihbarında bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Burada öncelikle ayıp, açık ve gizli ayıp kavramları üzerinde durulması gerekmektedir. Bir tanımlama yapmak gerekirse ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Gerçekten, BK m.359/I gereğince imal olunan şeyin teslimden sonra iş sahibinin işlerin mutat ceryanına göre imkan bulur bulmaz eseri muayene ve varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. BK m.362’ye göre de eserdeki kusur sonradan ortaya çıkarsa, iş sahibi vakıf olur olmaz keyfiyeti yükleniciye haber vermeye mecburdur. Burada açıklanması gereken diğer bir yön de, malzemenin yüklenici tarafından sağlanması halinde yüklenicinin sorumluluğudur. BK m.357/I’deki “imal ettiği şeyde kullandığı malzemenin iyi cinsten olmamasından dolayı iş sahibine karşı
./..
2011/8887 – 2011/9525 -2-

mesul ve bu hususta satıcı gibi mükelleftir” hükmü uyarınca, malzeme sağlama borcu yükleniciye ait ise bunun en iyi cinsten temini zorunludur. Diğer yandan yüklenici, eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmelidir. Yüklenicinin hem sadakat ve hem de özen borcu bunu gerektirir. Yüklenicinin özen borcu, eser sözleşmesinin kurulmasıyla başlar, eserin iş sahibine teslim edildiği ana kadar devam eder. Hatta bu borç, eserin tesliminden sonra da ayıba karşı tekeffül sorumluluğu olarak sürer. Bütün bunların dışında BK m.361 gereğince, yüklenici sadece yapılan şeyin ayıplı olmasının iş sahibinin verdiği emir sonucu meydana gelmesi veya ayıbın nedeni herhangi bir sebeple iş sahibine ait bulunması halinde sorumluluktan kurtulur. Fakat sorumluluktan kurtulması, eserin ayıplı olarak ortaya çıkacağının ve bu ayıptan iş sahibinin sorumlu olacağının iş sahibine bildirilmesi halinde mümkündür.
Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince;
Taraflar arasında sözlü bir eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı çekişmeli değildir. Bu sözleşmeyle davalı, davacıya ait otonun iç ve dış döşemelerinin yenilenmesi işini yüklenmiştir. Uyuşmazlık da, dış tavan döşemesinde ortaya çıkan ayıplardan kaynaklanmaktadır. Bu ayıplar eserin tesliminden sonra, sonradan ortaya çıkan ayıplardır. Bu niteliği itibariyle ayıplar, gizli ayıptır. Gizli ayıbın ortaya çıkması sonucu davacı iş sahibi tüketici hakem heyetine başvurmuş, buna davalı yanıt vermiş, eldeki davada 12.06.2008 tarihinde açılmıştır. Bu kronolojik sıraya göre, eserdeki ayıplara vakıf olunur olunmaz yükleniciye bildirildiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Ayıp ihbarı süresinde yapıldığından, davacının istemlerinin bilirkişi incelemesi yaptırılarak Borçlar Kanununun 360.maddesi çerçevesinde değerlendirilip, sonuçlandırılması gerekir.
Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 19.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.