Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/8527 E. 2011/10416 K. 13.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8527
KARAR NO : 2011/10416
KARAR TARİHİ : 13.09.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalılar, “sözleşme” başlıklı 27.10.2007 tarihli sözleşmeye konu borcun nakit ve taşınmaz mülkiyetinin aktarılması suretiyle ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mülkiyet aktarımına ilişkin istemin reddine, kanıtlanan alacağa ilişkin davanın kısmen kabulü ile 5.020,00 TL’nin davalılardan …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 873.maddesi hükmü “borç ödenmezse alacaklı alacağını rehinli taşınmazın satış bedelinden elde etmek hakkına sahiptir. Borcun ödenmemesi halinde, rehinli taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir. Aynı alacak için birden çok taşınmaz rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi istemi taşınmazların tamamı hakkında yapılır. Bununla birlikte icra dairesi onlardan ancak gerektiği kadarını paraya çevirir” şeklindedir. Görülüyor ki, yasanın 2.fıkrasındaki “borcun ödenmemesi halinde rehinli taşınmaz mülkiyetinin alacaklıya geçeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir” biçimindeki hükmün amacı, alacaklının borçlunun ödemezlik durumundan yararlanarak taşınmaz elde etmesini önlemek, kısaca borçluyu korumaktır. Buna da roma hukukundan gelen bir deyimle “Lex Comissoria Yasağı” denilmektedir.
Somut olaya gelince;
Davada dayanılan 27.10.2007 tarihli sözleşmeyle davacı alacaklıya borcun ödenmemesi halinde rehinli taşınmazın mülkiyetini talep yetkisi tanımıştır. Yukarıda sözü edildiği üzere bu tür bir sözleşme geçerli olamayacağından, Türk Medeni Kanununun 873.maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca mülkiyet aktarımına ilişkin istemin reddinde bir yanılgı yoktur.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile özellikle temyiz edenin sıfatına göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.