Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/8290 E. 2011/10780 K. 22.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8290
KARAR NO : 2011/10780
KARAR TARİHİ : 22.09.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 15.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı dava konusu 1802 parsel sayılı taşınmazın murisi … … adına kayıtlı olduğunu ancak,tapuda murisin baba adı ve diğer kimlik bilgilerinin bulunmadığını belirterek “… …’ın baba adının …, anne adının Hacer, doğum yerinin Afyonkarahisar, doğum tarihinin 14.07.1907 olarak tespiti ile bu şekilde düzeltilerek tapuya tescilini talep etmiştir.
Davalı,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir..
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet … sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.;
Mahkemece, davacının murisinin tapu kaydında yazılı olmayan baba adının eklenmesi istemi hüküm altına alındığına göre, yukarıda belirtilen bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Dava konusu parselin kadastro mahkemesinin kararı ile … … adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu parselin evveliyatı 677 sayılı parsel olarak Çakar köyü ve 1387 sayılı parsel olarak … köyü adına tespit edilmişken … … ve 33 arkadaşının açtığı kadastro tespitine itiraz davasında bu taşınmazlardan 600m2 yerin ifrazı ile 1802 parsel numarası ile … … adına baba adı belirtilmeden tesciline karar verilmiştir. Mahkemece yapılan nüfus araştırmasında, … … adında on beş adet kayıt çıkarılmış olup bu kayıtlardan biri davacının murisine aittir. Ancak,bu kayda en yakın olan ve kadasto mahkemesinin tescile esas krokisinde çok silik de olsa … …’ın adının yanında … ismi yazılı olduğundan “… ve … kızı 1925 doğumlu … …”ın kim olduğu yeterince araştırılmamıştır. Zabıta araştırmasında ise, dava konusu taşınmazın kimin tarafından kullanıldığının bilinmediği belirtilmiştir. O halde mahkemece, … ve … kızı …’ın mirasçıları tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenerek dava konusu taşınmazla ilgileri olup olmadığını tespit etmek, taşınmazın bulunduğu mahalde yeniden zabıta araştırması yaptırılarak, kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığını belirlemek, gerekirse yeniden tanık dinlemek olmalıdır. Bu hususlarda gerekli araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin yatırılan harcı istek haline yatırana iadesine 22.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.