Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/7736 E. 2011/8371 K. 27.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7736
KARAR NO : 2011/8371
KARAR TARİHİ : 27.06.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.02.2011 günlü ve 21.04.2011 tarihli Tavzih’e dair verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 239 ve 418 parsel sayılı taşınmazlarda kayıt maliki olduğunu beyan ederek murisi babasının baba isminin düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne karar verilmiş olup, gerekçeli kararda ise dava dışı başka parseller ve başka malikler hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin tavzih istemi üzerine mahkemece hüküm fıkrasının kısa karara uygun şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu görülmüştür.
10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Bu itibarla kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; HUMK’nun 455-459 maddelerinde düzenlenen tavzih, bir hükmün müphem olması veya birbirine çelişik fıkralar ihtiva etmesi halinde hükümdeki gerçek anlamın meydana çıkarılması için başvurulan yoldur. Anılan maddelere göre müphem ve açık olmayan veya çelişik fıkralar içeren hükümlerin tavzihi istenebilir. Tavzih yoluyla talebin ve buna bağlı olarak hükmün ya da doğrudan doğruya hükmün esasının değiştirilmesi mümkün değildir. Mahkemece tüm bu yönlerin gözardı edilerek tavzih kararı ile yeni hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 27.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.