Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/6989 E. 2011/8595 K. 30.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6989
KARAR NO : 2011/8595
KARAR TARİHİ : 30.06.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2002 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 07.03.1997 tarihli, 13492 yevmiye numaralı gayrumenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı 6073 ada 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, sözleşmenin düzenlendiği tarihte satışa konu dükkanı iş kurmaları amacıyla kızı olan davacı …’nin zilyetliğine bıraktığını, o tarihte işletme ile ilgili bir takım vergi işlemlerinden ötürü dükkanın kendilerine devrinin yapılması halinde bir kısım vergi ve giderlerden kurtulabileceklerini söylemeleri üzerine gerçekte bir satış iradesi olmadan sadece resmi mercilere bir belge sunulması amacı ile bu sözleşmenin düzenlendiğini ileri sürerek bu belgenin davacıya bir hak sağlamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki değeri nazara alınarak görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararının Dairemizce dava değerini tarafların satış vaadi sözleşmesinde belirledikleri satış değerinin oluşturduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak verilen hüküm yine Dairemizce davalının iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, ancak satış
bedelinin ödendiğine dair sözleşme metninde hüküm bulunmadığından taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 50.000.00 TL’nin (elli milyar) depo ettirilmesi olanağı tanındıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulmak üzere bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesine konu bedel depo edildiğinden davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti ile eksik harcın davalıdan tahsiline karar verilirken davacının depo ettiği 50.000.00 TL üzerinden hesaplama yapılmıştır. Ancak yukarıda da açıklandığı gibi mahkemenin verdiği görevsizlik kararında dava konusu taşınmazın satış vaadi sözleşmesinde belirlenen değeri üzerinden görevli mahkemenin belirleneceği kabul edilmiş, sulh hukuk mahkemesinde yapılan yargılama ile hüküm kurulmuştur. Yargılama aşamasında taşınmazın dava değeri üzerinden harç tamamlanmadığı gibi bozma ilamı ayrıca davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu durumda harç ve vekalet ücretinin satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 40,000.000.00 TL (40,00 TL) üzerinden hesaplanması gerekirken mahkemece 50.000.00 TL üzerinden belirlenmesi doğru görülmemiştir. Ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının 3.bendinin hükümden çıkartılarak yerine “peşin harcın mahsubu ile eksik 1,02 TL harcın davalıdan tahsiline” cümlesinin, 5.bendin hükümden çıkartılarak yerine “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 250.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine, kararın hüküm fıkrasının bu şekilde DÜZELTİLEREK ve DEĞİŞTİRİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.