YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6485
KARAR NO : 2011/7847
KARAR TARİHİ : 15.06.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, 1302 parsel sayılı taşınmazda 60/92 paylı malik olduğunu, komşu 1305 parsel sayılı taşınmazda hissedar olan davalının taşınmazına elattığını belirterek elatmanın önlenmesini var ise muhdesatların kal’ini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuş, davacının taşınmazına tecavüzü olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece fen bilirkişi raporuna göre davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Yapılan keşif sonucu fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 01.10.2010 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen yerin davacının hissedarı olduğu 1302 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını belirtmişlerdir.
HUMK’nun 363 vd. maddelerinde düzenlenen keşiften amaç çekişmeli yerin tarafların huzuru ile incelenmesi ve bu inceleme sonucu davanın çözümüne yarar bilirkişi görüşünün sağlanmasıdır. Bilirkişilerin bir taşınmaza kimin tarafından elatıldığına ilişkin beyanda bulunma yetkileri yoktur. Bir taşınmaza hukuka aykırı elatma maddi bir olay olduğundan elatmanın varlığını ispat yükü Türk Medeni Kanununun
6. maddesi hükmü gereğince bu iddiada bulunan davacıya düşer ve bu iddia tanık sözleri ile ispatlanabilir. Davalının komşu taşınmazın maliklerinden biri olması komşu taşınmaza elattığı anlamına gelmez. Davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmıştır. Mahkemece davacıdan bu konudaki delilleri istenmeli, tanık listesi verilirse bunlar HUMK’nun 258. maddesine uygun yöntemle taşınmaz başında dinlenerek dava konusu yerin kim tarafından kullanıldığı, elatmanın kimler tarafından yapıldığı tanıklara sorularak kesin olarak saptanmalıdır.
Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek elatmanın varlığı yöntemince kanıtlanmış gibi istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.