Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/5927 E. 2011/8146 K. 21.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5927
KARAR NO : 2011/8146
KARAR TARİHİ : 21.06.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 3, 6, 8, 10, 11 ve 22 parsel sayılı taşınmazlardaki payının kandırılarak ve zorla davalılar adına tescilinin sağlandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının hile ve ikrah iddiasının kanıtlanmadığı, ancak resmi satış senedinin yasal düzenlemelere uyulmadan düzenlendiğinden geçerli olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Dava, hile ve ikrah nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Görev, belirli bir davaya aynı yargı kolundaki ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılacağının belirlenmesidir. Mamelek hukukundan doğan davalarda dava değeri görevli mahkemeyi belirler. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi gereği taşınmazın aynına yönelik davalarda, müddeabihin tespitinde, çekişme konusu taşınmazın değeri dikkate alınır. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece, dava değeri resen tespit edilmeli ve bu değere göre görevli olup olmadığı saptanmalıdır.
Somut olayda, davacı 3, 6, 8, 10, 11 ve 22 parsel sayılı taşınmazlarda maliki olduğu payın iradesi dışında elinden çıktığını ileri sürerek tapu iptali ve
tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava konusu taşınmazların değeri saptanmadan dava dilekçesinde gösterilen değer dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Bu nedenle, dava konusu taşınmazların değeri uzman bilirkişilerin katılacağı keşif ile tespit edilmeli, bulunacak değere göre mahkemenin görevli olup olmadığı belirlendikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, görevli olup olmadığı belirlenmeden işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 21.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.