YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4511
KARAR NO : 2011/5502
KARAR TARİHİ : 25.04.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.10.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davaya konu taşınmazların tapu kaydında murisinin “… oğlu … …” şeklinde yazılan kimlik bilgilerinin “… oğlu … … …” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Dava konusu 39, 173 ve 1347 sayılı parsellerin davacıya ait olmadığı bu taşınmazlara ait akit tablosundaki bilgiler ile tespit edildiğinden bu parseller yönünden davanın reddine dair verilen kararda bir yanlışlık yoktur. Ne var ki 922 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağında, edinme sebebi bölümünde taşınmazın … oğlu … …’un olduğu yazılı olduğu halde malik hanesinde … oğlu … … yazılmıştır. Mahkemece bu çelişki araştırılmamıştır. Yine getirtilen nüfus kayıtları arasında … oğlu … … isimli bir kişinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Kaydının düzeltilmesi
istenilen 187 ada 14 parsel yönünden davacının iddialarını ispatlayan bir delil olmadığı gibi nüfus müdürlüğünden yapılan araştırma neticesinde yörede birden fazla … oğlu … … kaydının bulunduğu tespit edilmiştir
Görüldüğü üzere tapu kaydında yazılı olan malik ismi ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişilerin bulunduğu tespit edildiğine göre; tespit edilen bu kişilerin veya mirasçılarının taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece öncelikle 922 parsel yönünden “… oğlu … …”, 187 ada 14 parsel yönünden “… oğlu … …” isimli kişilerin nüfus kayıtları getirtilmeli; bu kişiler sağ iseler kendilerinin, ölmüşler ise mirasçılarının adresinin tespiti ile mahkemeye çağrılarak veya usulüne uygun istinabe yolu ile dinlenerek taşınmaz üzerinde bir hak iddialarının bulunup bulunmadığı sorulup beyanları tespit edilmelidir. Bu tespit sonucuna göre; kişilerin taşınmazda mülkiyet iddiaları olması halinde çekişmenin esası tapu iptali ve tescil davası ile çözülebileceğinden davanın reddine karar verilmeli, böyle bir iddiaları bulunmadığı taktirde davanın bu parseller yönünden kabulüne karar verilmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda mülkiyet nakline yol açacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.