YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4272
KARAR NO : 2011/5734
KARAR TARİHİ : 28.04.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.02.2009 gününde verilen dilekçe ile ve birleşen dosyada tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 21.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleşen dava, tapu kaydında davacının murisi babası … oğlu …’in yazılmayan baba adının “…” olarak eklenmesi istemine ilişkindir.
Davalı idare vekili davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş “… ile … ilçesi … mahallesinde kain imarın 19974 ada 1 parselini teşkil eden taşınmazda 780/1799078 ve 447/1799078 hisse ile malik olan davacının murisi … oğlu …’in soyadının … olarak tapu kaydına eklenmesi” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK’nun 13.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun
702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
Dosya arasındaki 18.05.2009 günlü zabıta marifeti ile yapılan araştırma sonucu düzenlenen tutanakta “… ve … oğlu 1315 doğumlu … … isimli şahsın yıllar önce vefat ettiği, aynı ismi taşıyan … ve … oğlu … … adında Kurçay köyünde yaşayan başka bir şahsın bulunduğu ve bu şahısların aynı şahıslar olmadığı” belirtilmiştir. Yine dosya arasındaki tanık … …’in 20.05.2009 günlü celsedeki beyanında davacının murisi dışında … oğlu … … isimli başka bir şahsın daha bulunduğu ifade edilmiştir. Tapu kaydında isim tashihi davalarında en önemli husus mülkiyet aktarımına neden olmamaktır. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, yaptırılan zabıta araştırması ve tanık beyanları ışığında taşınmazın bulunduğu mahalde yaşadığı belirtilen “… ve … oğlu … …” hakkında yeterli araştırma ve inceleme yapmak, gerekirse mahallinde keşif yapılarak dava konusu parselde adı geçen şahsın hak sahibi olup olmadığını saptamak ve oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.