YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4159
KARAR NO : 2011/5479
KARAR TARİHİ : 25.04.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.08.2007 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili imar uygulaması ile davacılar adına tapuya kaydedilen 6 parsel sayılı taşınmaza davalının müdahalesinin önlenmesini ve üzerindeki binanın kal’ini istemiştir.
Davalı vekili öncelikle görev yönünden, olmadığı takdirde İmar Yasasının 18/9 maddesi gereğince davanın esastan reddini, ayrıca Türk Medeni Kanununun 724.maddesi gereğince arsanın mülkiyetinin bedeli karşılığında davalıya verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava Türk Medeni Kanununun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayalı men’i müdahale ve ecrimisil istemine ilişkin olup 06.08.2007 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde açılmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi gereğince; müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak harç alınır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK’nun 1.maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Gerek harç gerekse görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır.
Dava, gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan dava değeri müdahale edilen kısmın değeri ile kal’i istenen binanın değerinin toplamından ibarettir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan inşaat bilirkişisi raporunda, dava konusu taşınmazın müdahalenin men’i istenilen kısmının m2 değerinin 100TL, elatılan kısmın 176.57 m2 ve arsa değerinin 17.657 YTL olduğu tespit edilmiştir. Üzerindeki kal’i istenen evin değerinin 6.900.00 YTL, toplam dava değerinin ise 24.597.00 YTL olduğu anlaşılmakla, bu miktar sulh hukuk mahkemelerinin görev sınırını belirleyen HUMK’nun 8. maddesindeki miktarın çok üstünde olduğundan davayı görmeye sulh mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeden yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 25.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.