YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4149
KARAR NO : 2011/5579
KARAR TARİHİ : 26.04.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 06.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki olduğu dava konusu taşınmazlara ait kayıtlarda “Mehmet” olan isminin “Memet Ali” olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın Kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK’nun 13.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Dava konusu taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında zilyetliğe dayanılarak … çocukları İspir nüfusuna kayıtlı 08.08.1969 doğumlu …, 04.06.1955 doğumlu…, 25.11.1969 doğumlu … ve …’nın ölümü nedeniyle eşi …, çocukları … ve … adına tespit ve tescil edilmiş, bu kişilerin T.C.kimlik numaraları da tutanakta belirtilmiştir. Nüfus müdürlüğünce davacıdan başka … oğlu … kaydının bulunduğu, bu kişinin ölü olduğu bildirilmiştir. Davacıya ait T.C. imlik numarası tutanakta belirtilenden farklı olduğu gibi kayıt maliki 1969 doğumlu olduğu halde davacı 1950 doğumludur. Davanın kabulüne karar verilebilmesi için kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Belirtilen nedenle mahkemece gerek davacının ve gerekse ölü olduğu bildirilen kişinin anne-baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tabloları nüfus müdürlüğünden getirtilmeli, tutanakların edinme sebebine ilişkin kısmı dikkate alınarak kayıtlar denetlenmeli, kimlik numaralarından da yararlanılarak yapılacak araştırma sonucu oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Tüm bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.