Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/4086 E. 2011/8479 K. 28.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4086
KARAR NO : 2011/8479
KARAR TARİHİ : 28.06.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 22.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.06.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili gelmedi. Karşı taraftan davalılar … vekili …, … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Davacı, davalıların murisi … ile Beyoğlu 32.Noterliğinde 13.10.1997 günü düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile …’nın maliki olduğu 12 parsel sayılı taşınmazda yapılmakta olan inşaatın 25/400 payının satışının vaat edildiğini ileri sürerek, tapunun iptali ile 25/400 payının adına tescilini istemiştir.
Davalılardan Salih, Münire, Yıldız ve Nebahat davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, 12 parsel sayılı taşınmazdaki binanın kaçak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-HUMK’nun 62. maddesi hükmüne göre vekalet, hükmün kesinleşmesine kadar davanın takibi için gereken bütün muameleleri ifaya ve hükmün icrasına mezuniyeti kapsar. Bu kural avukatlık kanununun 171. maddesinde de benimsendiği gibi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, “Avukatlık ücretinin kapsadığı işler” başlıklı 2. maddesinde de benzer yönde düzenleme bulunmaktadır. Davada vekil ile temsil edilen taraf yararına vekalet ücretine hükmedilebilmesi için vekilin kararın kesinleşmesine kadar davayı takip etmesi gerekir.
Somut olayda, davalılar vekil ile temsil edilmiş, vekil 09.03.2009 tarihli dilekçe ile vekillikten istifa etmiş olup, vekillik görevi sona ermiştir. Daha açığı, mahkeme gerekçeli kararının verildiği tarihte davalılar davada vekil ile temsil edilmemişlerdir. Bu nedenle, davalılar davada vekil ile temsil edilmiş gibi yararlarına vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının dördüncü bendinin hüküm fıkrasından tümden çıkartılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA, 28.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.